Sayfanın başına ulaştınız.
BİTKİSEL ÇAY ŞÖLENİ

BİTKİSEL ÇAY ŞÖLENİ

Bu yazıyı 2 dakika 45 saniyede okuyabilirsiniz.

Nefis kokularıyla baş döndüren bitkisel çayları düşünürken, aklımızda hem sağlık, hem lezzet var.

 

Çay deyince aklınıza ne geliyor? Bunun cevabı ülkemizin büyük çoğunluğu için siyah çay. İnce belli bardakta içilen, tavşan kanı kıvamında sevdiğimiz siyah çayı dünyada en çok tüketenlerdeniz. Çay, Camellia Sinensis ailesine ait bir bitki. Bu aile, aynı zamanda beyaz, yeşil, sarı, oolong gibi çayları da kapsıyor.

Camellia sinensis olmayan çaylara ise ülkemizde bitkisel çaylar, dünya genelinde ise “tisane” deniyor. Aklınıza gelebilecek her türlü yenebilir bitki, çiçek, kabuk, kök, yaprak ya da baharattan ve de bunların karışımlarından tisane yapılabilir.  

Çay ve bitkisel çay arasındaki bir fark da içerdikleri kafein oranı. Tüm çaylarda kafein var. Bir fincan yeşil çayda 35 mg, siyah çayda 90 mg kafein bulunuyor. Bitkisel çaylar ise tamamen kafeinsiz, dolayısıyla günün her saatinde içmek için ideal.

Bitkisel çayları ne kadar süreyle demlediğiniz önemli. İçlerindeki lezzetin tamamen kendisini bırakması için 4 ile 15 dakika arası bir süre gerekebilir. İşin bir püf noktası da kaynar su kullanmak ve demleme sırasında çaydanlığın kapağını kapalı tutmak. Bu sayede hem ısıyı içeride tutmuş oluyorsunuz, hem de aromaların kaçmasını engelliyorsunuz.

Ülkemizde en çok kullanılan bitkisel çayların başında ıhlamur, nane ve adaçayı geliyor. Çocukken evimizin baş tacı olan ıhlamur, içine elma kabuğu ve karanfil eklenerek içilir, bana da sıklıkla “tavsiye” edilirdi. Bal eklendiği takdirde tavsiyeyi kabul ederdim. Ömür boyu muzdarip olduğum boğaz kaşınmasının bir numaralı ilacı buydu benim için. Ailenin daha büyükleri ise adaçayını tercih ederlerdi. Şimdi merak ediyorum; kan şekerini ve kolesterolü düşürdüğünü biliyorlar mıydı, yoksa genleri mi onlara “adaçayı” diye fısıldıyordu…

Genlerin çayla ne mi ilgisi var? Bitkisel çayların aynı zamanda genlerin işlevlerine doğrudan etki ettiği düşünülüyor. Olimpik Beslenme Uzmanı ve Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu Emine Özakat’a göre, bitkilerin faydalarını anlamak için hangi yöreden geldiklerine bakmak ve kendi genlerimize yakın ürünlerden şifa ummak gerekiyor. Yani genetik yapımıza uygun olan ve bize en çok faydayı sağlayacak olan ürünler, genelde hep yanı başımızdalar. Gelenekler boşuna oluşmuyor. Örneğin mide ağrısı için nane limon kaynatmak; bağışıklık sistemini güçlendirmek için tarçını kaynar suda 5 dakika bekletip limon suyu ve bal ekleyerek içmek; kişniş, maydanoz, dereotu ve kekik kaynatıp içmek ve bu bitkilerin antioksidan ve anti-enflamatuar özelliklerinden faydalanmak, asırlardır nesilden nesle aktarılan şifa yöntemleri.

Topraklarımız çok zengin ve verimli olduğu için bitkisel çay olarak kullanabileceğimiz malzemelerin sayısı oldukça yüksek. Melisa, lavanta, biberiye, kuru nane, zerdeçal, zencefil, tarçın, gül, papatya, elma kabuğu, portakal kabuğu ve bunlar gibi daha bir çok malzeme ile nefis çaylar yapılabiliyor.

Bunların dışında daha az tanınan bitkiler de var. Örneğin, okaliptüs. Kendisine tam olarak bir bitkisel çay diyemeyiz ama antiseptik özelliği var. Kaynar suda bekletilirken çıkan buhar burundan içeri derin derin çekildiğinde solunum yollarını açar. Aynı aileden olan lavantin, antiseptik ve anti-bakteriyel özellikler taşır. Ihlamur kaynatırken içine 1 dal lavantin atabilirsiniz. Passiflora çiçeklerinin yaprakları kurutulup kaynatıldığında stresi azaltır, uykuya teşvik eder, huzursuzluğunuzu alır. Lime yaprakları çay olarak içildiğinde bağışıklık sistemini güçlendirir ve antiseptik görev görür.

Bitkisel çayların en önemli tamamlayıcısı ise bal. Kendi içinde bir mucize bal. “Onlar olmasaydı, biz de olmazdık” diyebileceğimiz, arıların bize sunduğu bu olağanüstü lezzet, yalnızca çayı tatlandırmak için değil, bitkilerin özlerini muhafaza etmek açısından da çok önemli bir rol oynayabilir.

Kuru haliyle gülü, papatyayı, lavantayı, adaçayını, naneyi bala daldırıp iki hafta bekleyin, süzün ve bitkileri atın. Elinizdeki bal, sözü geçen bitkilerin tüm şifalı özlerini barındırıyor. Bir çay kaşığı kadar alıp bir bardak sade kaynar suya ya da istediğiniz çayın içine karıştırın. Lütfen içmeden önce derin nefes alıp içinize çekmeyi unutmayın. 

Zeynep Ekşioğlu, Boğaziçi Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler okuduktan sonra uzun süre yabancı bir markanın Türkiye distribütörü olarak moda perakendeciliği yaptı. Daha sonra radikal bir karar ile aşçı olmaya karar verdi. MSA Profesyonel Aşçılık Okulu’ndan döneminin birincisi olarak mezun oldu. Beslenme ve şifa ile ilgili araştırıyor ve sağlıklı içecekler üretiyor.

 

09.01.2020

 

İlgili yazılar: 

 

https://www.ruhundoysun.com/yazilar/dogal-iksirler/

https://www.ruhundoysun.com/yazilar/super-besinler/ 

https://www.ruhundoysun.com/yazilar/yarpuz-kokusu/