Sayfanın başına ulaştınız.
İNCİR ZAMANI

İNCİR ZAMANI

Bu yazıyı 2 dakika 43 saniyede okuyabilirsiniz.

Mevsimi bitmeden, incirin bütün sırlarını ortaya döktük.

 

Narin dallarına, tatlı meyvelerine aldanmayın. İncir son derece kuvvetli bir ağaç. Yılan gibi kıvrılan güçlü kökleri boruları bile delip geçebilir. Kazara evin yanına diktiyseniz, sessizce duvarları çatlatabilir. Boşuna ‘ocağına incir dikmek’, ‘gölgesi ağır olur’ gibi deyimler türememiş.

İnsanlar 10 bin seneyi aşkın bir süredir incir yetiştiriyorlar. Eski Mısırlılar ölülerle birlikte gömdükleri sepetler arasına mutlaka incir koyarlarmış. Uzun yola çıkanlar, kuru incirin verdiği güce güvenirmiş. Sporcular, şampiyonlar onunla beslenirmiş. İncirin şarap ve keyif tanrısı Bacchus’un hediyesi olduğuna inanan Romalılar, kazlara bol bol incir yedirir, kaz ciğerinin bu şekilde daha lezzetli olduğunu düşünürlermiş. Hatta bu sebepten, birçok Latin dilinde karaciğer kelimesi (İtalyanca’da fegato gibi) incir kelimesinden (ficatum) türemiş.

İncir, ‘Ficus Carica’ olan botanik ismini Güneybatı Anadolu’da bulunan Karya bölgesinden alıyor. Türkiye açık ara dünyanın bir numaralı incir üreticisi. En çok incir ise Aydın’da yetişmekte. Aydın tescilli “Sarılop”, rengi nefis bir mora çalan “Bursa siyahı”, benekli “Yeşilgüz”, mevsimi daha uzun süren “Morgüz”, kalınca kabuklu “Göklop”, Karadeniz’de sevilen “Patlıcan inciri”, yaz başı çıkan “Siyah orak” ve aslında yeşil olan “Beyaz orak” Anadolu’da yetişen incir çeşitlerinden sadece bazıları. Herkesin damak zevkine göre incir var. Tatlısı, mayhoşu, ballısı, iri çekirdeklisi… Ege’nin sevilen inciri baldan tatlı “Bardacık” ve İstanbul civarında yetişen “Kavak incirini” de elbette unutmamak gerek.

İncir yemek için fazla bahaneye gerek yok. Ama merak edenlere vitamin ve mineral dolu bir yiyecek olduğu söylenebilir. Özellikle A ve B6 vitaminleri ile bol miktarda kalsiyum, potasyum, demir var içinde. İki tane taze incirde bir bardak süte eş değer miktarda Kalsiyum var. Bol posa içermesinden dolayı doğal bir detoks aracı aynı zamanda. Elmadan, muzdan, portakaldan daha lifli. Antioksidan açısından zengin, yani yaşlanmayı geciktiriyor. Şekli ve ballı dokusu itibariyle afrodizyak meyvelerin başında geliyor. Yaprakları diyabet hastalarına öneriliyor. Daha ne olsun?

İnciri yerinde ve mevsiminde yemek gerek. İçinden bal akan zamanda, taze taze. Eğer biraz beklemiş, göze mükemmel görünmeyen incire rastlarsanız, onları da baştan çıkartıcı bir hale getirmek mümkün. Üzerlerine az şekerli ya da ballı şurup dökün, bir iki sap kekik, biraz limon kabuğu rendesi, dilerseniz likörle tatlandırıp, fırına verin. Bu şekilde iyice ballanan inciri yoğurtla, vanilyalı dondurmayla ya da tuzlu olarak peynirle veya fırında tavuk yanında servis edebilirsiniz. İncirin doğum yerini düşünürsek, aynı bölgenin malzemeleri olan bal, çam fıstığı, adaçayı, biberiye, kekik, badem gibi lezzetlerle yakışmasına şaşırmamalı.

Ancak, incire duyduğumuz saygı, ağacının dayanıklılığından, meyvesinin lezzetinden, sağlımıza faydalarından daha derin. İncirin akıl almaz bir de evrim hikayesi var. Doğanın kendi içindeki alışverişin nefis bir örneği.

Öncelikle, botanik açıdan incir aslında bir meyve değil. Ona daha ziyade onlarca çiçeğin yaşadığı kapalı bir bahçe diyebiliriz. Diğer çiçekler gibi renkli renkli, rüzgarda uçuşan çekici yaprakları yok. Bu sebepten incir, çoğalmak için bir taşıyıcı bulmak zorunda.

İncirin çoğalmasını sağlayan bir arı var. İlek sineği de denilen bu arılar incir olmadan, incir de bu kendine özel arılar olmadan yaşayamıyor. İşin ilginç tarafı, arıların yumurtalarını bırakmak ve polen toplamak için incirin içine girmek zorunda olmaları. Bunu yaparken kanatlarını kaybediyorlar ve incirin içinde ölüyorlar. Peki o zaman biz incir yerken arısını da yiyor muyuz?

Evet. Arı incirin içinde kalıyor ama incir olgunlaştıkça içindeki arıyı da yok ediyor. Yani evet, büyük keyifle yediğimiz incirde aslında incir arısının izleri var. Ama merak etmeyin, çıtır çıtır eden, arı değil, incirin çekirdekleri, daha doğrusu minnacık çiçekleri!

İncir ve arısı arasındaki inanılmaz ilişki oldukça karmaşık. Hâlâ araştırmalara, kitaplara konu oluyor. Derinine inmek isteyenlere evrim biyoloğu Richard Dawkins’in ‘Olasılıksızlık Dağına Tırmanmak’ kitabını tavsiye ederiz.

 

07.10.2017

 

İlgili yazılar: 

https://www.ruhundoysun.com/yazilar/mese-mi-cam-mi/ 

https://www.ruhundoysun.com/yazilar/sabah-doktoru/ 

https://www.ruhundoysun.com/yazilar/dunyanin-seftalisi/