Sayfanın başına ulaştınız.
KEŞFETMEYE HAZIR MISINIZ?

KEŞFETMEYE HAZIR MISINIZ?

Bu yazıyı 2 dakika 47 saniyede okuyabilirsiniz.

Ruhun Doysun’un yeni bölümlerinde gıdayı, gelenekleri, sınırları, yemeği ve yemeğin dokunduğu konuları keşfe çıkıyoruz.

 

İnsan, merak eden, keşfetme içgüdüsüyle yaşayan bir canlı. Bazıları bu özelliğimizi genlerimize bağlıyor. Hatta keşfetme geninin kuvvetli olduğu insanların yeni yerler, fikirler, yemekler denemeye, hareketli hayatlara daha açık olduklarını; meraklı toplumların göçebe olmaya daha yatkın olduklarını söylüyorlar. Bazı uzmanlar ise olayı genlerimizin dışında hayal kurabilen beyinlerimizle açıklıyorlar. Keşfettikçe hayal gücümüz genişliyor; hayal gücümüz genişledikçe keşfetme isteğimiz artıyor.

Keşfetmek heyecanlı bir iş. Sonunda ulaştığımız nokta kadar, keşfederken yaşadıklarımız da keyfin önemli bir parçası. Keşif için illaki dağlara tırmanmaya, denizlere açılmaya, uzaklara gitmeye gerek yok. Başlığından etkilenip okumaya karar verdiğimiz bir kitap da keşif sayılabilir; her zaman yaptığımız yemeğe farklı bir baharat eklemek de. Keşfetmek için merak etmek, harekete geçmek, zaman zaman sınırları zorlamak, cesaret gerekebilir. Hayat, büyük küçük bir çok heyecan verici keşifle dolu, öyle değil mi?    

Yeni Sezonda…

Ruhun Doysun’un yeni sezonunda işte bu düşüncelerle biraz merak, biraz cesaret, biraz hayal gücü dedik ve sizleri keşfetmeye davet etmek istedik. Her zamanki gibi gıdaya saygı merkezimizde. Gerçek gıdanın, bizim kadar dünya için de iyi olanın, doğru üreticinin, tohumun, toprağın peşindeyiz. Yine Anadolu’nun farklı köşelerindeyiz. İstanbul’da ise bir gün kalabalık sokaklarda, başka bir gün yüzlerce yıllık mutfaklardayız. Bazen yepyeni yerleri keşifteyiz; bazen de iyi bildiğimiz yerlere farklı gözlerle bakmak için yollardayız.

Yemeğin, sadece karnımızı doyurmaktan ibaret olmadığını biliyoruz. Yemek, arkasındaki ekonomiyi, politikaları, üretimi, tohumu, toprağı düşündüğümüzde son derece katmanlı bir konu. Bugün, her bir seçimimizle, dünyayı, doğayı, sağlığımızı, geleceğimizi etkileyen bir güç yemek. Yeni sezonda, gıdanın ve gıdanın dokunduğu bu farklı konuların peşindeyiz. Her bölümde farklı bir konunun üzerinde üreticilerle, araştırmacılar ve uzmanlarla; şehirde, ormanda, denizde, dağlarda, keşifteyiz.

Keşfetmek için harekete geçmek, bunun için de bazen cesaret gerekli. Dayanıklılık ve yenilgilere rağmen tekrar ayağa kalkabilmek de işin parçası. Bir bölümde, “Ne kadar cesuruz?” sorusunu soruyoruz ve yemekle ilgili cesaretimizi sorguluyoruz. Dağlardan başlayıp denizlere gidiyoruz.

Bir başka bölümde, doğal ve kültürel çeşitliliğin önemini konuşuyoruz. Badem deyip geçmemek üzere, Midyat’tan Datça’ya bademin onlarca farklı çeşidini keşfediyoruz örneğin.

Eğitimin geleceğini tartışıyoruz bir bölümde; bilgiye ulaşımı, bütünsel düşünebilmeyi bu konuya hayatını adamış uzmanlardan dinliyoruz, okullarla konuşuyoruz.

Yine bir başka bölümde, fiziksel ve zihinsel sınırları sorguluyoruz. Sınırların gıda üzerindeki etkilerini tartışıp, yemeğin, farklı kültürlerden insanları birleştiren bir güç olduğunu bir kez daha görüyoruz.

Doğa, hiç olmadığı kadar hızlı bir yok oluş içinde. Bunun için neler yapabiliriz, herhangi bir şey yapabilir miyiz konusunu düşünüyoruz bir bölümde. Denizaltındaki canlıların, ormandaki her bir ağacın, otun, çiçeğin önemini konuşuyoruz. Ya bir dil, bir lisan yok olursa ne olur? Onunla birlikte kültür de, mutfak da yok olur mu diye soruyoruz.

Yemek yerken görüntü elbette önemli. Ancak ne kadar ve niye önemli? Estetiği, görüntünün önemini düşünüyoruz bir bölümde.

Öyle bir coğrafyadayız ki, binlerce yıllık gelenekler söz konusu. Peki ya gelenek temelinde nedir? Farklı mutfaklara, atölyelere, sınırlara gidiyoruz geleneklerin peşinde.

Bir bölümde de, çevremize, doğaya, başkalarına geri vermenin değerini araştırıyoruz. Kooperatiflerin, dayanışmanın gücünü Devrek’ten Mardin’e üreticilerin kendilerinden dinliyoruz. Her birimizin değişime etki edebileceğini bir kez daha görüyoruz.

Yine mutfaktayız, doğadayız, şehirde, köylerdeyiz. Bu sezonda da, Anadolu’nun farklı köşelerinde toprağa, tohuma, üretime değer veren üreticiler bize ilham verdiler. Fark yaratmış akademisyenler, araştırmacılar, uzmanlar ufkumuzu açtılar. Ve elbette yine bütün konuştuklarımızı mutfağa taşıdık. Her bölümde, iştah açıcı oldukları kadar aynı zamanda düşündürücü tariflerle karşınızdayız. Ruhun Doysun’un yeni sezonunda, davranışlarımızı, hayatlarımızı, gıdayla ilişkimizi etkileyen farklı konuları araştırıyoruz. Amacımız, merak ettirmek, düşündürmek, sorgulamak, keşfetmek…

 

 

 

Cemre Torun

İşletme ve klinik psikoloji geçmişi olan Cemre Torun, yaklaşık 10 senedir hem Türkiye’de hem yurtdışında farklı yayınların yemek editörlüğü yapıyor ve yemek yazılarını yazıyor. The World’s 50 Best Restaurants’ın bölge başkanı. İçindekiler adlı yemek kitabının yazarı. Uluslararası yemek konferansı YEDİ’nin kurucularından. Ruhun Doysun’un proje danışmanı ve editörü.

04.10.2019