Sayfanın başına ulaştınız.
<p>TOPLAYICILIK 101</p>

TOPLAYICILIK 101

Bu yazıyı 3 dakika 30 saniyede okuyabilirsiniz.

Toplayıcılık nedir, nasıl yapılır? Toplayıcılıkla ilgili bilmeniz gerekenler bu yazıda.

Toplayıcılık, insanlar tarafından ekilmemiş bitkilerin toplanması anlamına geliyor. Avcı- toplayıcı toplumların hayatta kalmak için yaptıkları eylem, bizler için doğa ile kopan bağımızı yeniden kurmak için bir yöntem.

Bugün toplayıcılık, bir ormana keşif gezisi kadar kapsamlı veya kendi arka bahçenizde, yürüdüğünüz yol kenarlarında yetişen yabani bitkileri toplamak kadar kolay olabiliyor. Bitkilerle kendi yaşam ortamlarında, yaşam döngülerini ve ekolojik ilişkilerini gözlemleyerek zaman geçirmek ise teknolojiye bağımlı şehirli insanın kendini doğanın bir parçası olarak hissetmesini sağlıyor.

Doğada vakit geçirmek beden, zihin ve ruh için bir canlandırıcı görevi görüyor. “Shinrin Yoku” olarak bilinen 1980’lerde Japonya’da geliştirilen orman banyosu anlamına gelen aktivite, doğanın içinde özgürce ve keyifle vakit geçirmenin faydasının çok olduğunu söylüyor. Yapılan araştırmalar bağışıklık ve solunum sistemlerinde iyileşme ile birlikte stresin azaldığını, insanların kendilerini çok daha iyi hissettiğini ve odaklanma sürelerinde artış olduğunu gösteriyor.

Toplayıcılık, köklere geri dönmenin ve atalarımızın bildiklerini yeniden öğrenmenin bir yolu. Doğa bize beslenmemiz ve sağlıklı bir yaşam için tüketilebilecek bol miktarda bitki sağlıyor ama çoğumuz bunun farkında bile değiliz. Yabani bitkileri tüketmek, damağınızı genişletmek ve geliştirmek için harika bir fırsat. Genellikle bitter tatlar, tatlı, tuzlu veya ekşi tatlar kadar kolay tercih ettiğimiz tatlar değil. Ancak araştırmalar, bitter tatlı bitkilerin sindirime iyi geldiğini ve karaciğeri desteklediğini söylüyor.

Kural 1: Sürdürülebilirlik sorumluluğu

Toplayıcılık yaparken doğanın dengesini bozmamak, gerektiğinden fazla toplamamak, o ekosistemde yaşayan canlıların beslenme kaynaklarını yok etmemek önemli. Topladığınız her şeyin uzun vadeli sağlığını ve sürdürülebilirliğini sağlamak tamamen sizin sorumluluğunuzda. Dolayısıyla bitki toplayacağınız herhangi bir alanın sadece küçük bir yüzdesini topladığınızdan emin olun. Belirli bir bitki türünün en fazla yüzde 10 veya daha azını hasat etmek, her taraf o bitkiyle kaplı olsa bile genel bir kural.

Ekosistemi olumsuz etkilemediğinizden emin olmanın en iyi yollarından biri ise, toplayacağınız bitki miktarından çok daha büyük bir miktarda bitkiye sahip bir alan seçmek. Bitkilerin gelecek nesillerde varlığını sürdürebilmesi için sağlıklı ve sağlam görünen bitkilerden bazılarını toplamadığınızdan da emin olmanız gerekiyor.

Kural 2: Zarar vermeyin

Hasat yaparken, mümkün olduğunca dikkatli ve hassas olmak gerekiyor. Bitkiye ve çevresine her zaman mümkün olduğunca az zarar verdiğinizden emin olun. Yaprakları keserken veya toplarken, gövdeye veya dallara zarar vermemeye dikkat edin.

Kökleri ve yumruları kazarken, komşu bitkileri kesmemek veya rahatsız etmemek için dikkatli bir şekilde kazın. Sadece bir avuç yabani bitki toplama niyetindeyken, dikkatsiz davranılırsa daha fazla bitkinin zarar görmesine sebep olunabilir. “Mümkün olduğunca az hasar” göreceli ve her bitkiye göre farklılık gösterebilecek bir tanım. Dolayısıyla hasat sırasında ayrıntılara dikkat etmek ve olabildiğinde nazik davranmak çok önemli.

Kural 3: Emin olun

Ne olduğundan yüzde 100 emin olmadığınız bir bitkiyi asla yememelisiniz. Bu belki de en önemli kural. Toplayıcılıkta şüpheye yer yok. İki birbirine çok benzeyen bitkinin biri zehirli diğeri zehirsiz olabilir. O anda, o bitkinin zehirli olup olmadığını nihai olarak yalnızca siz belirleyebilirsiniz. Deneyimli toplayıcılar için bile yeni bitkileri tanımlamak çok adımlı bir süreçtir.

Bir bitkinin ne olduğunu anlayabilmek için, yerel türlerin olduğu iyi rehber kitaplara sahip olmak gerekiyor. Türkiye’de toplayıcılık yapmayı planlıyorsanız Yenebilen Yabani Otlar, Necati Balbay ve Türkiye Bitkileri Doğa Rehberi, Zeki Aytaç iyi birer kaynak kitap olabilir. Kitaptaki yönergeleri dikkatlice takip edip bitkinin türüne karar vermek mümkün. Bitki çok tanıdık olsa bile her seferinde aynı özeni göstermek ve zaman ayırmak, istenmeyen sonuçların engellenmesine yardımcı olabilir.

Bir bitkinin ne olduğunu bulduğunuzu düşündüğünüzde, bitkinin açıklamasını dikkatlice okuduğunuzdan, verilen fotoğraf ve çizimlere dikkatlice baktığınızdan emin olun. Söz konusu bitkinin hem açıklamalar hem de resimlerle eşleşmesi gerekiyor. Tam olarak emin olmak için ise bulgularınızı birden fazla kitap ile doğrulayabilirsiniz.

Kural 4: Nerede, ne zaman, nasıl?

Bitkinin hangi kısımlarının yenilebilir olduğunu, ne zaman yenebileceğini ve bitkiyi yemeye hazır hale getirmek için ne yapmanız gerektiğini bilmek önemli. Yenilebilir kabul edilen yabani bir bitkinin her tarafı yenilemiyor olabilir. Bazı bitkiler ise yalnızca yılın belirli zamanlarında yenilebilir. Örneğin ısırgan otu tohuma gittikten sonra kullanılmamalıdır.

Kural 5: Doğayla bağ kurun

Toplayıcılığın amacı, beslenmenin ötesinde doğayla bağ kurmak. Doğanın dengesinin, dinamiklerini gözlemlemek ve bu düzenin bir parçası haline gelmek. Toplayıcılık dediğimizde doğanın sunduklarını tüketmenin çok ötesinde bir deneyimden bahsediyoruz. Doğayla bir olmak, doğanın parçası olduğumuzu hissetmek, kopan bağları onarmak toplayıcılığın asıl amacı.

İpek Auf

Ankara’da doğup büyüyen İpek Auf, Bilkent Üniversitesi’nde İşletme eğitimini tamamladı ve üniversite hayatının bir dönemini mutfağını ve kültürünü çok merak ettiği Kopenhag’da geçirdi. 2018 yılında mezun olduktan sonra yemek tutkusunun peşinden yazarak gitmeye karar verdi. Uluslararası yemek konferansı YEDİ’nin gönüllülerinden. Araştırmaları ve yazılarıyla daha iyi ve sürdürülebilir bir dünya için çalışmaya devam ediyor.

03.08.2021

İlgili yazılar:

https://www.ruhundoysun.com/yazilar/aradiginiz-kisiye-su-an-ulasilamiyor/

https://www.ruhundoysun.com/yazilar/agaclarin-gizli-yasami/

https://www.ruhundoysun.com/yazilar/dogada-olmak/